İSTANBUL (AA) – Boyner Grup, 2023 Sürdürülebilirlik Raporu'nu paylaştı.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, raporda toplumsal etki, çevresel etki, işyerinde demokrasi, inovasyon, değer zinciri ve paydaş katılımı alanlarında yürüttüğü çalışmalar paylaşıldı. Bu kapsamda Sürdürülebilir İyilik Modeli'ne vurgu yapılırken, UNDP işbirliğiyle Türkiye'nin sürdürülebilir geleceğine yön verecek kadın liderleri yetiştirmek için de önemli adımlar atıldı.
Dünya, çevre ve toplum için sürdürülebilir bir gelecek yaratmak amacıyla yatırımlarına devam eden Boyner Grup öncelikli olarak toplumsal cinsiyet eşitliğine odaklanıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, tüm iş yapış biçimlerini Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda hayata geçirdiklerini ve 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın 9'unda faaliyet gösterdiklerini belirtti.
Boyner, özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki çok net yaklaşımlarını istikrarla sürdürdüklerini ve eşitliği sağlamayı bir kadın meselesi değil, demokrasi meselesi olarak gördüklerinin altını çizdi.
– “Kadın liderler yetiştirmek için yola çıktık”
2009'dan bu yana cesur, ses getiren, kadınları iş ve sosyal yaşamın merkezine çeken çalışmalarına bir yenisi daha eklediklerini aktaran Boyner, “UNDP işbirliğiyle hayata geçirecekleri SHE LAB -Genç Kadınlar için Sürdürülebilirlik Laboratuvarı projesiyle kadın liderler yetiştirmek için yola çıktık. Sürdürülebilirlik konusu henüz şirketler nezdinde dahi tam anlaşılmamışken, üniversitelerin 3. ve 4. sınıflarında okuyan kız öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşecek olan proje 18 aylık online bir eğitim dönemini kapsayacak ve 210 genç kadına ulaşılacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Boyner, SHE LAB projesinin sürdürülebilirlik alanında çalışacak kadın profesyonellerin yetiştirilmesi ve bu alanda eğitim programlarının geliştirilmesi için öncü bir çalışma olacağını vurgulayarak, entegre düşünme becerilerine sahip ve yapay zeka sistemleriyle birlikte çalışabilme kapasitesine sahip kadın profesyonellerin yetiştirilmesinin erkek egemen bir çalışma sisteminin üzerindeki cam tavanlarını da kıracağını ifade etti.
Boyner, şunları kaydetti:
“Bir diğer hedefimiz ise SHE LAB'i Türkiye'de en iyi şekilde hayata geçirip, projenin yetkinliğini ve etkisini kanıtlamak. Ardından da SHE LAB'i bir model haline getirerek UNDP'nin aktif olduğu ülkelerde yaygınlaştırılması olacak. Çünkü hiçbir zaman sadece finansal bir destek sağlayalım misyonuyla hareket etmedik. Odağımız her zaman finansal destek sağlamanın yanında, değişimin ve dönüşümün bir parçası olarak ele aldığımız toplumsal sorunun çözümünde de aktif rol almak.”
– “Çalışmalarımızı değer zincirinin tamamında uyguluyoruz”
Boyner Grup İcra Kurulu Üyesi, Strateji ve İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Elif Ateşok Şatıroğlu da sürdürülebilirlik çalışmalarının tamamında “iş yerinde demokrasi” ilkesini ele aldıklarını kaydederek, her gün binlerce kişiye dokunan bir marka olarak müşteri mutluluğunu esas almanın önemli olduğunu, ama sorumluluk duygusuyla çalışmanın daha da önemli olduğunu aktardı.
Boyner Grup olarak, eşitliği çalışma ilkelerimize yerleştirdik ve toplumsal cinsiyet eşitliğini odağımıza aldıklarının altını çizen Şatıroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye'de kadın çalışan oranı yüzde 47, icra kurulundaki kadın oranı yüzde 60 olan tek şirketiz. Fırsat eşitliği, eşit işe eşit ücret ve yönetim kurullarında kadın yöneticilerin varlığı gibi konularda adımlar attık. Seninle Tamam, Biriz Birlikteyiz, İyi İşler projelerimizle kadın girişimcileri ve çalışanları desteklerken Buluşum gibi projelerimizle gençlerimizin yanındayız. Tüm bu faaliyetlerimizle sadece kurum içinde değil, değer zincirinin tamamında uygulamaya devam edeceğiz.”
Boyner Grup CFO ve İcra Kurulu Üyesi Özgür Tokgöz Altun ise Boyner Grup'un şirketleri ve tüm çalışanlarıyla sürdürülebilir iyilik peşinde olduklarını belirterek, “Boyner Grup olarak Sürdürülebilirliği tüm şirketlerimizin faaliyetlerinde temel bir değer olarak görüyoruz. Sürdürülebilirlik artık sadece yeşil yatırımlar, çevre veya sosyal alanlarla sınırlı değil. Bu yüzden çalışmalarımıza iç ve dış paydaşlarımızı da dahil ederek döngüsel bir ekonomi sistemi etrafında şekillendiriyoruz. Çevresel, sosyal ve yönetişimsel (ESG) faktörlerin öneminin arttığı bir dönemde, finansal başarımızı sadece bilanço rakamlarıyla sınırlı tutmayarak, ESG’nin merkezine güçlü finansmanı konumlandırıyoruz.” açıklamasında bulundu.