PTT’de üst düzey personelle imzalanan sözleşme Sayıştay’ın denetimine takıldı

PTT’ye bağlı PTT Bilgi Teknolojileri A.Ş.’de üst düzey personel ile imzalanan sözleşme Sayıştay’ın denetimine takıldı.

Sayıştay raporunda yer alan bilgilere göre, PTT Bilgi Teknolojileri A.Ş.‘nin genel müdür, genel müdür yardımcısı gibi personelle imzaladığı sözleşmede, bu yöneticiler her ne suretle görevlerinden alınırlarsa alınsın, kendilerine brüt ücretin 36 katı tutarındaki parayı 1 hafta içerisinde ödenmesi hükme bağlanıyor.

Sözcü gazetesinden Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre, sözleşmede, ‘hırsızlık ve yüz kızartıcı suç işlenmesi durumunda sözleşmenin feshedilmesini’ öngören İş Kanunu’nun 25. maddesinin ödeme yapılmasına engel olmayacağı da açıkça hükme bağlandı.

Sayıştay, “Şirket, hırsızlık yapması, güveni kötüye kullanması gibi durumlarda personel ile olan sözleşmesini feshetse dahi bu cezai tutarı ödemek zorunda kalacaktır” dedi.

Sayıştay raporunda, görev süresi dolmadığı halde sözleşmesi feshedilen bir genel müdür yardımcısına tam 847 bin 532 lira tazminat ödendiğini de açıkladı.

“Sözleşmenin imzalandığı tarihten başlayarak hesaplanacak 3 yıllık süre içinde her ne suretle ve/veya sebeple olursa olsun (İş K. 25. madde dahilinde bir sebebe de dayansa) sözleşmenin şirket tarafından feshi halinde şirket; personelin son olarak aldığı giydirilmiş brüt ücretin 36 katı tutarında bir cezai şartı, yasal alacaklara ilave olarak, dava açılmasına yahut ihtara gerek olmaksızın bir haftalık süre içinde defaten ve peşinen personele ödemekle yükümlüdür” maddesinin ‘basiretli tüccar’ anlayışına aykırı olduğunu vurgulayan Sayıştay, “Şirketin üst yönetimde (genel müdür, genel müdür yardımcıları) istihdam ettiği kişiler ile imzaladığı iş sözleşmelerinin şirketi zorda bırakacak şekilde yapıldığı görülmüştür” dedi.

PTT, 2019’u 1.2 milyar lira gibi rekor bir zararla kapatmıştı.

Check Also

Çin Dışişleri Bakanı Vang, ABD’nin Gazze’deki ateşkese dair tutumunu eleştirdi

Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, ABD'nin BMGK'nin Gazze'de ateşkese yönelik karar tasarılarını veto etmesinin ve çekimser kaldığı son tasarının "bağlayıcı olmadığını" ileri sürmesinin, uluslararası hukuk karşısında ilkesiz bir tutum olduğunu söyledi.

[ajax_load_more loading_style="infinite fading-circles" container_type="div" post_type="post" images_loaded="true" placeholder="true" button_loading_label="Haber Yükleniyor..." scroll_distance="500px"]